Kanada'nın Olumlu ve Olumsuz Yanları
OLUMLU YÖNLERİ
. Yaşam standartlarının yüksek olması
. Dost canlısı ve sosyal insanları
. Büyüme olanaklarına sahip, sağlam bir ekonomisinin olması
. Çok çeşitli doğal güzelliklere sahip olması
. Sosyal hizmetlerin ileri düzeyde olması
. Suç işleme oranının düşük olması
. Sosyal hayatın oldukça hareketli olması ve Türkiye'den daha az sınıf ayrımının görülmesi
OLUMSUZ YÖNLERİ
. Vergilerin oldukça yüksek olması
. Bürokrasinin çok fazla olması
. Ülkenin büyük bir bölümünde yaşanan soğuk kışlar
. Nüfusun az olması
. Taşra görüntüsüne sahip olması
. Göç ederken güçlüklerle karşılaşılabilir.
Son on yılda hazırlanmış Birleşmiş Milletler İnsan Kaynaklarını Geliştirme Raporlarında yer alan kırk göstergeye göre (insan ömrü, gelir düzeyi, eğitim) Kanada dünyada yaşanılabilecek en mükemmel yerlerden bir tanesi. Yüzbinlerce göçmen de dahil olmak üzere Kanadalı'ların çoğunluğu çok uzun zaman önce zaten bu kanıya varmıştı. Yedi milyondan fazla insan İkinci Dünya Savaşından sonra Kanada'ya göç etti. Ve bugünkü nüfusun %17 'si de Kanada dışında doğanlardan oluşuyor.1962 yılında devlet ırka dayalı, özellikle de İngilizlere ayrıcalık tanıyan göç kanunlarını kaldırdı. Bu tarihten sonra Kanada'ya göç eden İngilizlerin sayısında bir düşüş yaşandı. Bunun yerini Çin'den, Kore'den, Tayvan'dan ve Hong Kong'dan göç edenler aldı. Buna rağmen onlarca yıl süren İngiliz göçlerinin izlerini görmek mümkün. Nüfusun % 28'i İngiliz kökenli ve Kanada'da ikamet eden yaklaşık 800.000 kişi de İngiltere doğumlu.
1994'te Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği'nin geliştirilmesiyle da Amerikan vatandaşlarının Kanada'da çalışabilmeleri daha kolay hale geldi. Bugün binlerce Amerikalı uzun yıllar hatta tüm yaşamları boyunca Kanada'da yaşayıp, çalışıyorlar.
Kanada'nın göç konusunda izlediği politika sık sık değişiyor ve en son gelişmeler Kanada'da çalışmak isteyenler için son derece uygun. Önümüzdeki on yılda devlet yılda 300.000 göçmen çekebilmeyi umut ediyor. Bu göçmenlerin %60 'ının da vasıflı işçi, iş sahibi veya yatırımcı olmasını tercih ediyor. Asya'dan göç eden ailelerin sayısı %25'in altına düşerken mülteciler yeni gelenlerin %10'unu oluşturuyor. Kanada'ya giriş izni alabilmek için adeta bir yarış söz konusu. Fakat yine de 1997 ve 2000 yılları arasında başvurular %50 arttı. Kanada göç konusunda izlediği politika gereğince İngilizce ya da Fransızca konuşanları tercih ediyor. Göçmenler, İngiliz olsun, Türk olsun, Amerikalı,Hint yada Çinli olsun dostça karşılanıyorlar. İki kültürün de etkisinde kalmış topluma ve azınlık topluluklarına hemen kabul ediliyorlar.
Bir Kanadalı'ya hakaret etmenin en kolay yolu ona Amerikalı olup olmadığını sormaktır. Her Kanadalı turist bavuluna kocaman Kanada bayrakları asar ya da Kanada rozetleri takar ki böyle bir yanlış anlaşılmaya mağruz kalmasın. Ama genelde bu pek işe yaramaz. Çünkü Avrupalılar olsun, Amerikalılar olsun pek çok kimse Kanadalı'ların sadece kalın paltolu Amerikalılar olduğunu düşünüyor. Kanada'nın ulusal kimliği daha çok güneydeki güçlü komşusundan kendisini farklı kılabilme arzusundan doğmuştur.
ABD ticarette Kanada'nın bir numaralı ortağıdır. Kanada'nın ihracatlarının % 75 'inden fazlası ABD'ye gitmektedir. Ayrıca ithalatlarının %70'ini de ABD karşılamaktadır.
Kanada'da Amerikan kitapları , dergileri okunur , Amerikan filmleri seyredilir. Ama yine de Amerikan kültürünü küçümsemektedirler. Kanada'nın avantajları bellidir. Ülkede daha az suç işlenmekte ve daha az yoksulluk görülmektedir. Askeri güçleri Amerika gibi savaş yapmakta değil, barışı korumada uzmanlaşmıştır. Ayrıca Kanada tarihinde Amerikan tarihindeki gibi kölelik veya medeni hakları kazanabilmek için yapılan savaşlara rastlanamaz. Fakat yine de bugünkü toplumunda birtakım problemler görülmektedir. Kanada vatandaşları dünyayı yakından izlemektedirler. Amerikalılar gibi cahil ve kibirli değildirler.
Komşu ülkenin gücü yüzünden arka planda kalmış her ülke gibi Kanada'da bir çeşit milliyetçilik ve savunmacılık hakimdir. Gururla kendi ülkelerinin farklılığını savunurlar . Amerika'nın zenginliğini ve sunduğu fırsatları kıskandıklarını inkar ederler. Yine de Kanadalılar göç ettiklerinde, genelde büyük bir çoğunluk Amerika'ya gider. NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği ) vizesi alabilmek için yapılan başvurular incelendiğinde 2000 yılında 62.000 Kanada'lının Amerika'ya göç ettiği görülmüştür. Ancak göç edenlerin üçte biri on sene içerisinde geri dönmüştür. Belki de yaşam kalitesi için yüksek ücretler ve düşük vergilerden daha fazlasının gerekli olduğunu fark etmişlerdir.