Günümüz İrlandası

İrlanda Cumhuriyeti'nin başkenti Dublin'den başka hangi şehir bir posta ofisiyle ulusal bir türbeymiş gibi övünür? Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'tan başka neresi otuz yıl boyunca aralıklarla süren terör saldırılarına dayanıp yine de bu kadar canlı kalmayı, ticari hayatı hareketli tutmayı ve insanları kendine çekmeyi başarabilir? Çok küçük bir nüfusu olan ve anarşik olayların yaşanmasıyla tanınan bir ülke dünyanın en büyük bilgisayar üreticilerinden birini orada mağaza açması için nasıl ikna edebilmiştir?

Neden Güney iki devlet arsında 252 geçiş noktası olduğunu söylerken Kuzey sayının 287 olduğunda ısrar etmektedir?

İrlandalılar "Tabii" diyecektir, "ülkeyi karışıklıktan kurtaran tek şey insanların kayıtsızlığı ama başınıza bir şey gelecek diye endişe etmeyin, durum umutsuz gibi görünebilir ama tabii ki ciddi değil." Yani istatistiklerin ne söylediğini unutun. Yanınızda yağmurluk, şemsiye ve sağlam botlar getirin ama önyargılarınızı evde bırakın.

Karşınıza sizi büyüleyen gizli göller ve antik şehirler, tarih öncesinden kalma mezarlar ve değişik mezar taşları, yuvarlak kuleler ve yıkılmış kaleler, kutsal kaynaklar ve neşeli çağlayanlar çıkacaktır. Yöresel kahramanlar yarış atları, kötü adamlar ise komşusuna iyi günler dileyemeyecek kadar acelesi olanlardır. Kerry gösterişli vadileri, mayıs çiçekleri, vahşi küpe çiçekleri ve güzel kokulu orkideleriyle; Killarney gezinti arabaları ve turistlere para harcatmak için tasarlanmış efsaneleriyle; Batı'da İrlanda dilinin konuşulduğu Gaeltacht kilometrelerce süre giden boşluğu; Dublin giderek daha İngilizleşmesi, Amerikanlaşması, hamburgerlerin istila etmesi ama yine de özelliğini korumasıyla; Galway ve Shannon gibi ırmaklar size bir taşla bir düzine alabalığı bayıltabilme şansı vermesiyle; Fermanagh botların hâlâ çok az ve birbirinden ayrık olduğu göz alıcı göller bölgesi ve County Clare rüzgarlı ama inanılmaz Burren bölgesiyle tanınır.

Küçük bir ülkedir ama iyi bir şarap gibi tadını yavaş yavaş çıkarmalısınız. Bir trafik levhası size bir yere gitmenin üç yolunu da gösterebilir, hiç bir şey söylemeye de bilir. Yoldan geçen birisine sorarsanız, eğer bütün gün gezmekten yeterince yorgun düştüğünüze karar verirse gitmek istediğiniz yerin "az ilerde" olduğunu söyleyecektir. Kimse gideceğiniz yere varmak için dar ve virajlı bir yolda 40 kilometre gitmeniz gerektiğini söyleyerek sizi üzmek istemeyecektir. Hayatı karmaşık bir komedi olarak gören rahat ama heyecanlı insanlarıyla tanışınca göreceksiniz ki İrlanda haritadaki bir ülke olmaktan çok bir ruh halini yansıtır. Derler ki İrlanda'da imkansız diye bir şey yoktur, en olanaksız görülen şeyler gerçek olur.

Oyun yazarı George Bernard Shaw'un "Avrupa'nın batı ucundan kopmuş daha büyükçe başka bir toprak parçasından kopmuş zavallı küçük bir toprak" olarak tanımladığı bu bölgenin çalkantılı bir tarihi vardır. Kuzey doğudaki altı ilin İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda'yı oluşturduğu ve kalan 26'sının vatandaşlarının Avrupa Birliği'ne girmeye İngilizlerden daha hevesli olan bağımsız bir devlet kurduğu düşünülürse çalkantıların henüz durulmadığı anlaşılır.

Köylü Toplumundan Kent Kültürüne
İrlandalılar Katolik Kilisesi'nin zincirlerinden kurtulmuştur. Rahiplerin çocukları tacizi ve hatta bir piskoposun kız arkadaşının bebeğinin olması gibi bir dizi skandal buna yol açmıştır. "Liberal gündem" galip gelmiş ve doğum kontrolü, boşanma, homoseksüellik yasallaşmış ve rıza yaşı (16) İngiltere'dekinden daha aşağıya inmiştir.

Cumhuriyet bugün farklı bir ülkedir ve "rahiplerin yönettiği" efsaneler ve gerçekleri birbirine karıştıran toplumdan çok uzaklaşmıştır. Şeytanlarını kovmakta ve internet çağıyla yüzleşmetedir. Bu değişiklikler Cumhuriyet'in toplam nüfusunun üçte birinden fazlasını barındıran Dublin'de daha hızlı gerçeklerşmekte ve bu da şehrin başkent olarak kendine güvenini artırmıştır.

Avrupa Birliği üyeliği de çok önemli rol oynamıştır. Küçük ve uzak olması insanların gözlerini kamaştırmış ve para dağıtan AB memurları İrlanda'nın şirketlere vergi indirimi uygulayarak AB'ye uyum programlarıyla alay ettiğini ve kitapta yazan kuralları kendine göre yorumladığını görmezden gelmiştir. Kendisini Avrupa'nın Silikon Vadisi olarak tanıtarak İrlanda bol bol aldığı ödenekleri genç, iyi eğitimli iş gücüyle birleştirmiş ve 300'den fazla elektronik şirketini çekmeyi başarmıştır. Dell ve Gateway 2000 gibi bilgisayar devleri bilgisayarları burada monte etmeye başlamış ve Microsoft Dublin'de bir Avrupa operasyonları merkezi kurmuştur.

Çoğu kişi yeni yakalanan refahın uzun süreli olmayacağından korkmuş ve bazıları bunun İrlanda toplumunu basitleştirdiğini iddia etmiştir. İlk defa göç almak bir sorun haline gelmiş ve zencilerin ve Asyalıların iş piyasasında rekabeti artırdığı düşüncesiyle ırkçılık da görülmeye başlanmıştır.