Yiyecek ve İçecekler
Elmalı pay, istiridye çorbası, Louisiana'nın bamya çorbası, etli pilav, istiridye ızgara, mısırlı börek, çilekli kek, pastırma, çavdar ekmeği, hamburger, Coca Cola, sütlü içecekler. 200 yıl boyunca ülkeye akan göçmenlerin ülkeye kattığı lezzetli yemeklerin yanında kolesterolü yükselten, aceleyle hazırlanmış, tek tip atıştırmalıklar da vardır.
Amerikalıların damak tadı pek iyi değildir ve gündelik yemekleri tatsızdır ve/veya aşırı tatlı. İştah açıcı olarak şeker vermeleri bile mümkündür ve devasa olmasının yanında insanı hasta edecek tatlılar da yaygındır. Yine de Amerika'da köklü bir mutfak geleneği vardır. İrlandalıların, Polonyalıların, Musevilerin, Almanların, Ukraynalıların, Çinlilerin, Fransızların, Japonların, Taylandlıların, Vietnamlıların, Meksikalıların, İngilizlerin, Hinduların, Rusların (bütün ulusları sayana kadar bu böyle devam eder) yaşadığı bir ülkede yiyeceklerin çeşitli olması da kaçınılmazdır. Amerika'da nereye giderseniz gidin yöresel yemekler bulursunuz.
Amerika gezisinin en eğlenceli yanlarından biri yöresel yemekleri tatmaktır. Louisiana'nın bamya çorbası çok lezzetlidir ve New England'ın istiridye çorbası bölgede bulunan deniz ürünlerinin lezzetini yansıtır. Cal-Mex ve Tex-Mex Amerikan ürünleriyle geleneksel Meksika yemeklerinin birleşmesinden oluşmaktadır ve normal Amerikan yemeklerine göre biraz daha acılıdır. Artan refah dünya mutfaklarına olan ilgiyi artırdığı için büyük şehirlerdeki restoranlarda her türlü yiyeceği tatmak mümkündür. Ülkenin diğer yerlerinde yöresel yemekler bulunur.
Çoğu bilim adamı Amerika'da obezliğin yaygın olarak görülmesinin nedenini genetik bir bozukluğa bağlar. Ancak bunun sebebi yedikleri miktar da olabilir. Restoranlarda küçük bir porsiyon istemek olanaksızdır. Eğer yalnızca açlığınızı bastırmak için küçük bir salata isterseniz bütün bir maruldan ve çeşit çeşit sebzenin doldurulduğu bir tabağın geleceğinden emin olabilirsiniz. Fransız ekmeklerine büyüklüğünden dolayı “denizaltı” denir.
Genelde Amerika'da yemekler sıradandır. Kahvaltıda mısır gevreği ve kahve, öğle yemeğinde sandviç, akşam yemeğinde et ve iki çeşit sebze yenir. New York'tan San Francisco'ya her otoyolda sıra sıra restoranlar dizilidir. Bunlar bütün aileye hitap eden “aile restoranlarıdır” ve her eyalette restoranlar yöresel yemekler sunar. Orta batı ve Texas'da en fazla biftek yenir, Florida, Louisiana, New England ve California gibi sahil bölgelerinde balık ve deniz ürünleri bulunur. Güneyde tahıl - mısır ekmeği, fasulye çok lezzetlidir. Meksika, Çin ve İtalyan restoranları çok yaygındır. Avrupa'nın aksine Hint yemekleri nadıren görülür.
Mutfakla ilgili çok yerleşmiş bir Amerikan geleneği vardır ki, kaçırırsanız yazık olur. Yabancı bir ülkede yaşayan bir Amerikalıya ülkesinde en fazla neyi özlediğini sorun size gofretten, akça ağaç pekmezinden, yumurtalardan, yulaftan ve ekşi hamurdan yapılan ekmekten bahsedecektir. Eski bir Amerikan geleneği olan brunch hafta sonları geç saatte yapılan kahvaltıdır ve o kadar çeşitlidir ki öğle yemeği yenilmesine gerek kalmaz. Çoğu restoran ve otelde mısır gevreği, meyve, yumurta, et ve kek çeşitlerinden oluşan brunchlar sunulur. Amerikalılar tuhaf geleneklerine sahip çıkan insanların tavırlarıyla sizi kahvaltılarının bir eşi daha olmadığına ikna etmeye çalışacaktır. Bu da gerçektir.
Bahşiş
Size doğru gelsin gelmesin garsonların kazancının büyük bölümü bahşişlere dayanır. Bir Amerikan restoranında en az %15, servis iyiyse % 20 oranında bahşiş vermelisiniz. Eğer bundan az bahşiş verirseniz garson mutlaka kibarca yemeği neden beğenmediğinizi sorar. Restoranlardaki servis Türkiye'dekinden çok iyidir. ABD'de bir hizmet kültürü ve “müşteri kraldır” anlayışı yerleşmiştir. Bir restorana girdiğinize sizi pişman edecek asık suratlı garsonlarla karşılaşma ihtimaliniz çok düşüktür. Çoğu restoranda güleç yüzlü Cheryl veya Diane (isimleri yakalarında yazılıdır) sizi uzun zamandır görmediği bir arkadaşıymışsınız gibi karşılar. Bahşiş almak için gerçekten iyi çalışırlar ve buna ihtiyaçları vardır. Eğer o bölgeye taşınmayı ve düzenli bir müşteri olmayı düşünüyorsanız çabalarını takdir etmek özellikle önem taşır. New York Eyaleti'nde satış vergisi (devletin ve belediyenin koyduğu vergileri de içerir) %8.5'tur ve restoranlar genelde faturada son toplamdan önce yazılan son rakam olan vergiyi ikiyle çarpar.
Alkol
Yol kenarlarındaki barlar heyecan vericidir: karanlıktır ve girilmesi yasak yerleri andırır, uzun bir barın ucunda bir iki kamyon şoförü oturur ve size hizmet eden kişi en iyi ihtimalle şüphecidir, en kötü ihtimalle saldırgan. Eğer güneşli bir günde bu barlardan birine girerseniz gözlerinizin karanlığa alışması için biraz zaman gerekir. Amerika'dan beklenen her şeyi burada bulabilirsiniz. Ancak bira genelde hafiftir (bunu barmene söylemeyin): Coors, Miller ya da Budweiser. Yeni bir gelişme de mikro birahanelerin açılmasıdır, buralarda bira tercihinize göre hazırlanır ve sonuç genellikle mükemmel olur.
21 yaşın altındaysanız Amerika'da içki içemezsiniz. Bar çalışanları kimliğiniz yoksa size içki vermek için en az 25 gibi görünmeniz gerektiğini düşünür. Gittiğiniz her yerde yanınızda kimliğiniz olsun. Pasaportunuzun fotokopisi genellikle yeterli olmaz çünkü barlar ağabeylerinin kimliklerinin fotokopilerini kendilerininmiş gibi göstermeye çalışan küçük müşterilere alışıktır.
İçki yasaları eyaletten eyalete değişir ve ne zaman ve nereden içki alabileceğiniz gibi şeyleri etkiler. Genelde güneyde ve güney batıda bulunan bazı eyaletlerde şehirlerin uygulamaları bile birbirinden farklıdır: bir şehir tamamen kuruyken hemen yakınındaki şehrin barları dolup taşabilir. Çoğu Kızılderili toprağında alkol tamamen yasaklanmıştır.
Genellikle barlar sabah 9'la öğlen arası bir saatte açılır ve gece yarısıyla sabah 3 arası bir saatte kapanır. Çoğu eyalette Pazar günleri içki içmek yasaktır.
Ruh halinize göre gidebileceğiniz pek çok bar çeşidi vardır. Hemen her yerde bir bilardo masası ve oyun makinesi bulunur. Çok farklı insanların bulunduğu (erkekler kadınlardan her zaman fazladır) canlı yerler olabilir. Ayrıca içkinizin zarif bir bardakta sizi sunulduğu ve muhabbetin de müziğin de alçak sesle yapıldığı kokteyl salonları da vardır. Size bir garson hizmet eder ve hesabı ayrılırken ödersiniz. Genelde bahşiş vermeniz beklenir. Bekar barlarında da durum farklı değildir: Amerikalılar ilişkileri konusunda Türklerden daha açık davrandıkları için bu gibi yerlere daha sakin bir halde gider.
Barlarda ve restoranlarda bira bardakla, kutuyla veya şişeyle satılır ama elbette yolun kenarındaki bir barda mı bir kokteyl salonunda mı içtiğinize göre durum değişir. Çoğu barda sürahiyle de bira alabilirsiniz, bu bardakla almaktan daha ucuza gelir. En popüler viski Burbon'dur (Jack Daniels, Jim Beam veya Wild Turkey).